Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İYİ BİR TÜKETİCİ

Resim
İYİ BİR TÜKETİCİ Sanki tüketiyorum öyleyse varım mottosunu benimsemiş gibiyiz.Çok türlü örnekler gözlemliyorum,buarada yazabilmek için gözlem yapmak lazım,umursamazsın diyorlar asla eleştiri kabul etmiyorum.Fazla meraklı ve samimiyetsiz olmayan duygularım yok bu doğru,olsun mu isterdiniz, anlamadım? Malum instagramda hepimiz takılıyoruz,öyle bir keşfeti var ki arada bir bakarken gözlerimi kapayasım gelmiyor değil. Yine böyle günlerden birinde bir video gördüm,küçük kızın biri 9-10 yaşlarında asla isim vermeyeceğim,herkesin fotoğrafçı olduğu dönemleri az çok atlattık,herkesin makyaj vlogger ı olduğu dönemleri de az çok atlattık gibi(sağol kız danla),atlatamadığımız bir dönem var ki herkesin Dj olduğu. Biaralar herkes 15 saniyeliğine de olsa ünlü olacak geyiği vardı, şimdi televizyonda yanlışlıkla gördüğümüz bir çok kişi DJ olmuş durumda. Lafı da bir güzel dolandırdığıma göre,işte bir video çıktı karşıma izlemeye başladım; Bu mini mini kızımız ağlıyor hem de nasıl ağlamak,f...

ANISINA

Resim
ANISINA Halam vefat edeli 1 yıldan fazla oluyor, onu çok sevdiğimi vefatından hemen sonra anladım.Ölüm haberini duyduğumda hayatımda hiç o kadar ağlamamış olduğumu da düşünüyordum bir yandan, yine beynim aynı anda bikaç şey düşünmek ve yapmak için çabalıyordu.Boş bırakamadığım zihnimde halamla ilgili milyonlarca düşünce geçiyordu, bir yandan da morg denilen yerin sanki o kadar da soğuk olmadığı, başımın bu kadar ağlamama rağmen neden ağrımadığı, erkek kardeşimin morga neden gelmediği, telefonumun yine sarjının neden olmadığı, annemi aradığımda onun neden ağladığı çünkü annemle babam ayrı. 1 dk lık süre içerisinde bunları düşünüyor ve kuzenimin sevgilisinin kardeşim sanarak sarıldığım kollarına ve sümkürdüğüm tişörtüne bakıyorum.Hayatımda ilk defa bir yakınımı kaybettim 17 Eylül 2016. İğneada tatilimi yarım bırakarak elini öpmeye geldiğim halam ertesi günü vefat etmişti.Pazar günü için cenaze planlandı,gerekilen yerlere haber verildi, önde cenaze nakil aracı arkada biz Sakarya...

OF COURSE 26

Resim
OF COURSE 26 25 yaşımla ilgili yazdığım yazımdan sonra 26 yaşımın içindeyken de bir yazı paylaşmak istedim.Bu açıklamaya gerek var mıydı bilmiyorum. Kendimi ilk defa bu yıl yaşlanmış ve yaşlanıyor hissettim,26 demek fazlasıyla yaşlıca geldi bana. Sosyal hesaplarımızdan olan instagramın hikaye paylaşma eklentisi geldiğinden beri kim nerede kiminle ne yapıyor herşeyden haberimiz var,ard arda oynaması da mükemmel tabi.Hızlı stalker lar anlar beni.Hikayeden stalkluyorsun ama yazmıyorsun ne ayak.İlk defa erkekleri gömmeyeceğim bunu yapan eskiden yediğim içtiğim ayrı gitmeyen bikaç kız arkadaşım. Neyse 26 yaşımla beraber sosyal hesaplarda sadece İnstagram ile yer alma kararı aldım,fazlasıyla zaman kaybı olduğunu düşünüyorum diğer aplication ların. Nerdeyse 1,5 yıldır aynı işyerinde çalışıyorum, bu benim için artık 30 a yaklaşan itaatkar bir köle olduğumun sinyali bence, kısa işyeri denemelerimi gözönüne alırsak eğer. Geçen yıl şiddetle doğumgünümü kutlamasını istediğim...

KADIN

Resim
KADIN Sonunda yaz geldi,tatile gidiyoruz.Tatile giderken sanki hiç geri gelip o masaya oturmayacakmışım, cihazları kapatırken sonsuza kadar onları açmayacakmışım gibi hissediyorum.Güzel bir Haziran'ın 23'ünde... Bodrum'u seviyorum, neden bilmiyorum ama seviyorum,sevdiğimiz hiçbirşeyin doğru düzgün bir nedeni yok zaten bence.Bu yıl konakladığımız otelde aileleri gözlemledim fazlasıyla.Hanımını,beyini,çocuklarını alan görümcesinin yazlığına değil de Bodrum'a gelmişti.Geçen yıla oranla 3-5 kuruşu bulan da Bodrum'daydı.Yeterince kötülediğime göre konuya gelebilirim. Hiçbir ama hiçbir evli erkek eşiyle ilgilenmiyor.Havuzda,denizde işte yalandan yüzdüren falan gördüm,kumdan kale yaparken etrafı kesme performansı sergileyene de denk geldim, başarılıydı.Hemen karşısında hanımı varken içine mimar,mühendis kaçmışcasına kum kazıp aynı hızla da etraftaki genç kızları süzen filtreli kocamışlar vardı. Kadınlar,kadınlarımız...Bir çocuktan sonra kendini mi salmış,koc...

HAYAT DEVAM EDİYOR

Resim
HAYAT DEVAM EDİYOR Ne olursa olsun yaşıyoruz, yaşamaya devam ediyoruz, nedir bizi bu kadar inatçı kılan? Geçenlerde haberleri izliyorum normalde televizyon izlemem, Birgün gazetesini takip ediyorum hergün onu okurum, o yüzden çok magazinsel veya kime ne olmuş nasıl olmuş haberlerinden haberim yok. Bir hastalık var küçük çocukların yakalandığı ve her yıl 4 doz bir ilacı var onu almaları gerekiyor bu ilaçta amerikadan geliyormuş, çok pahalı bir ilaç. Bu hastalıkla mücadele eden aileler devletten bu ilacı ücretsiz talep ediyorlar, devlet baba yine arkamızda değil, sahi biz kime güvenecektik ben o kısmı baya kaçırmışım. Yatak döşek yatan hasta çocukları gösteriyor kameralar, anneleri babaları başlarında ağlıyor,üzülüyor. Bir çocuğun odası dikkatimi çekti aile çocuğun başucunu süslemiş,kardeşiyle resmini koymuş. Kadın umutlu umutlu konuşuyor, oğluna şakalar yapıyor,moral verici şeyler söylüyordu. Tam olarak şunu düşündüm ya benim başıma gelse bu olay bu kadar dik durabilir miyim,...

BAĞLANMAK BAĞLANTISI

BAĞLANMAK BAĞLANTISI Yine fazlasıyla zaman geçmiş yazmak için, ya bilgisayarım yanımda değildi, ya yazacak kadar düşünceli değildim, ya da hiçbiriydi. Sürekli birşeylere bağlanarak hayatını sürdüren tanıdıklarım var, bağlanmak bağımlısı denebilir. Özellikle kadınlarda gözlemlediğim bir durum, tabii ki evet bir "erkeğe" bağlanmak. Eşit mesafeli bağlanma talebinizle bağlanmaya başladığınız hiç bir erkek asla sizin kadar bağlanmıyor, çeşitli meşguliyetler üretiyor, çeşitli farklı kadınlar üretiyor. Ya tamam ama sosyal blog yazıyorum burada gerçekleri hepimizin yüzüne vurmak için varım. Yoksa bizde biliriz Givoınanın odası romanını konuşmayı, Mormonizm'in dünyada 4. din kabul edildiğini falan filan bu sıkıcı entel fikir ve düşüncelerimi kendime saklasam yeridir bunlardan etkilenen ya da ilgilenen kişi veya kişilerle henüz tanışmadım. Yalnız o kitap ne efsanedir. Mormonizm ne acayip birşeydir, hatta büyük dua deneyi ne şansız bir bilimsel deneydir, ayrıca Eınstaın ne ac...

İTAATKAR BİR KÖLE

Resim
İTAATKAR BİR KÖLE Tembellikten ama ciddi ciddi tembellikten okulum uzamıştı, 2013 yılında. Her yıl yaz okuluna kaldığım halde 2 dersten okulum uzuyordu, ama şöyle de bir durum var; ben üniversiteye 2. öğretim olarak başlamış, 1. öğretim olarak bitirmiş bir öğrenciyim, tekrar sınava girip puanım türlü fakültelere tuttuğu halde aynı okulun aynı fakültesinin sadece birinci öğretimini yazarak yoluma devam ettim, ne strateji ama. Bu durum olunca tabi ortalamam sıfırlandı hadi bir daha baştan ortalama yap, sınıfta kalmamak için uğraş, çok uğraşmışım belli ki okulum uzamış. Geliyorum İstanbul'a iki ders için ne gerek var şimdi Eskişehir'de kalmaya, bunun yolu var, elektriği var,suyu var. Bakıyorum tamamen duygusal sebeplerden dolayı paraya ihtiyacım var, hem de nasıl ihtiyaç. Bir mağazada çalışmaya başlıyorum, mağaza müdürü üniversite okuduğum için beni ilk önce kasaya koyuyor, sonra kasadaki kızla bazı yüksek sesli diyaloglarımız olduğunu görünce, beni satışa alıyor. 10 il...

DOĞRU VAR MIDIR

Resim
DOĞRU VAR MIDIR Var mıdır, kime göredir, neye göredir ? Bunu düşünmeye iten bir olay geldi aklıma; Yıl 2009, Eskişehir'de üniversite okuyorum, benimkine de okumak denirse tabii, hiçbir okul hayatımda okula adapte olamadım, okul benim için gidilen-gelinen ve bir görevmiş gibi sonunda bitecek bir yerdi, okul hayatımın tamamında bütün derslere evde kendim çalışarak öğrendim, öğretmenler benim için hiçbirşey ifade etmezdi, üniversite de durum biraz daha farklı. Lafı nedensiz yeterince dolandırdığıma göre geçelim karın ağrıma, Eskişehir'den bindim otobüse İstanbul'a geliyorum, 2-3 haftada bir İstanbuldayım zaten, bir şey yaptığımdan da değil aslında, Eskişehir'de de tek başıma evde kalıyorum, ne var da çıkıp çıkıp geliyorum hiçbir fikrim yok, o zamanlardan beri rahat batıyormuş demekki. Her zaman tekli koltuğa biletimi almaya çalışırdım demek o gün ne olduysa çiftli koltuktayım ve koridor tarafındayım, sinirlerim gergin. Bindim orta yaşlarda bir kadın oturuyor, abar...

WOULD YOU LIKE SOMETHING OR DRINK?

Resim
WOULD YOU LIKE SOMETHING OR DRINK? Sosyal hesapları hepimiz kullanıyoruz, kullanmıyorum diyen yalan söylüyordur, ölümüne stalkluyoruz. İyi bir stalker olmak için harcanılan enerjinin yarısı başka şeylere harcansaydı suni falan değil baya mutlu olurduk.  Sosyal hesaplarda geçirdiğim vakit hatta öldürüp, katlettiğim vaktimde insanların çok fazla yiyecek-içecek ile ilgili paylaşımlar yaptıklarını gördüm. Bu arada 1 ay önce telefonum bozulmuştu, baya iyiydi 1 hafta direnip yaptırmamıştım, boş vakitlerimde hayal falan kuruyor, uzaklara dalıyordum süper günlerdi, acaba yine polifonik mod mu yapsam kendime. Ücretli servis yapan hava yollarında serviste aynen bu cümle kullanılır; "Would you like something or drink?" aksanlı söyleyen hostes amirin gözünde on numara beş yıldızdır, amirle servise çıkan 3 numara ise sadece ıslak mendil dağıtır. Neden bu kadar yeme içme paylaşımı yapıyoruz, hatta kafamda şöyle deli bir soru var; "3-5 arkadaş toplanıyor ve bişeyler yiyi...

SUBLIMAL MESSAGE

Resim
SUBLIMAL MESSAGE Tamam neyse ki herkes ingilizce biliyor, rahatladım.  Evrenden aldığım sublımal mesajlara değinmek istedim, buaralar blogumu fazlasıyla bir günlük tadında yazıyorum, üzücü. Aslında yazdığım yazıları deneme olarak değerlendirirsek, burada ufak bir parantez açmalıyım "mizah içerikli deneme" dersek bundan çok ta farkı yok, hatta Kaan Sezyum'un yazdığı yazıları düşünürsek, 1 km ötesinden geçmeye çalışıyorum. Ayrıca Kaan Sezyum'un yeni yıla girerken yazdığı yazı da Tinder aplıcatıon'ı ile ilgili maddesine gülüp geçmiştim, eğlenmiştim, şimdi eğlenemesem de. Aylık dergi takibim bundan 3 yıl önce, sıcak ve kurak falan demeyeceğim sadece 3 yıl önce OT ile başladı, sonra bir arkadaşımın gazeteci kuzeni ve Kafa'nın sahipleriyle yakın teması sonucu Kafa ile devam etti. Sonra ikisininde saçma sapan tiraj kaygıları ile yaptıkları trajikomik dergilerinden çok sıkıldığım zaman zarfında FİL Harakiri ile tanıştım, mükemmel ötesi bir dergiydi, adı alt...

DÜZ MANTIKSIZLIK

Resim
DÜZ MANTIKSIZLIK Çok basit ilişki,duygu ve olaylar yaşadığımız halde kuramadığımız ya da kullanamadığımız mantığımız. Ne, kim, neyi, nasıl istediğimizle bağlantılı soruların çevresinde dolanıp, mantık denilen harikulade şeyi kullanmamak. Bunun nesi mantıklı ? Mantık aradığımız birçok olay ya da duygu haliyle karşılaştığımızda, kullanılmayan organlar körelir diyen yüce Darwin'e katılarak kullanmadığımız mantığımızı, kullanmadığımız kalbimizle elele tutuşturup çok uzaklara gönderiyoruz. Haklı olmayı arıyoruz sürekli, hatta bir gün bir arkadaşım bana "Haklı olmaya çalışma yani ne var " demişti, şimdi çok uzaklarda. Kendimi gömerek verdiğim örnekler hepinizin yaşadığı şeyler bunu da unutmayalım, ben sadece fazlasıyla dürüstüm. En son ne zaman haklı oldunuz, ben sürekli oluyorum da. "Yok canım o öyle değildir" diyen herkese "Hayır canım ne yazık ki böyle" cevabını veriyorsam, sonuç kesinlikle benim dediğim gibi çıkar, uyuşuk duygularımı kul...

YETERSİZ

Resim
YETERSİZ Bloğumu takip eden, okuyan insanlardan "agresif" yazdığıma dair bir geri dönüş aldım. Hayatın kendisi bu kadar agresifken benim sadece yazarken agresif olmam çokta doğru bir tutum değil midir? 1 yıla yakındır dans ediyorum, 2016 değerlendirmesi yaptığım yazımda da belirttiğim gibi. Evet bir partnerim yok ve önüme gelen yani demek oluyorki dansa kaldıran herkesle dans ediyorum, şaka mısınız bu soruyu bir milyonuncu kez sorabiliyorsunuz? Çok eğitimli, kültürlü aile çocukları "Kadın Kokusu" nu da izlememiş olamazsınız. Hayatımda ilgimi çeken kişi ve karakterleri telefonumun "S Note" u na kayıt ediyorum, daha da ilgimi çekici birşeyler veya birileri oluyorsa "I write because a lot of to say..." defterime kayıt ediyorum. Tercümeye gerek yok sanırım, hepimizin türlü dillerde konuşma ve anlamanın ustasıyız. Çok sevdiğim dans hocam bana geçen hafta şöyle bir soru sordu;  "Neler yapıyorsun?" Yani neler yapıyordum, düşün...

2016

Resim
2016 Bazen oluyor böyle, yazamıyorum... Yazacak ve anlatacak birçok şey var iken ben yazamıyorum. Gelelim 2016'ya; Bu yıl sıkıcı birçok yemek kurallarımı bırakıp hızla kilo almaya başladım, hala 34 bedenim ama bölgesel fazlalıklarım yok değil. Bu çok kalorili, bu çok yağlı diye geri çevirip, ne yiyeceğim diye dört dönüp insanları sinir ettiğim bir alışkanlığımdan kurtuldum. Çünkü insanları sağlıklı yaşam bilmem neyimle çok sinirlendiriyordum. Kimse buna tahammül edememişti önceki yıllarda :) Dans hayatıma girdi, Tango yapıyorum neredeyse 1 yıldır ve beni çok ama çok mutlu ediyor. İşe sürekli bir yerlerimi sakatlayarak ya da uykusuz gidiyorum, aradığım şey dans etmekmiş. Beni yoran, sürekli aramak,sormak,yazmak zorunda olduğum birçok insandan kurtuldum ve çok mutluyum. Hayat felsefem olan "Beni yoran hiçbir şeye yer yok hayatımda" mottosunu bu yıl çok güzel yaşadım. Az insan çok mutluluk diyebiliyorum. Hayat düzenimi yaşlandığım için mi bilmiyoru...