ANISINA

ANISINA

Halam vefat edeli 1 yıldan fazla oluyor, onu çok sevdiğimi vefatından hemen sonra anladım.Ölüm haberini duyduğumda hayatımda hiç o kadar ağlamamış olduğumu da düşünüyordum bir yandan, yine beynim aynı anda bikaç şey düşünmek ve yapmak için çabalıyordu.Boş bırakamadığım zihnimde halamla ilgili milyonlarca düşünce geçiyordu, bir yandan da morg denilen yerin sanki o kadar da soğuk olmadığı, başımın bu kadar ağlamama rağmen neden ağrımadığı, erkek kardeşimin morga neden gelmediği, telefonumun yine sarjının neden olmadığı, annemi aradığımda onun neden ağladığı çünkü annemle babam ayrı.

1 dk lık süre içerisinde bunları düşünüyor ve kuzenimin sevgilisinin kardeşim sanarak sarıldığım kollarına ve sümkürdüğüm tişörtüne bakıyorum.Hayatımda ilk defa bir yakınımı kaybettim 17 Eylül 2016.

İğneada tatilimi yarım bırakarak elini öpmeye geldiğim halam ertesi günü vefat etmişti.Pazar günü için cenaze planlandı,gerekilen yerlere haber verildi, önde cenaze nakil aracı arkada biz Sakarya'ya ordan da Bolu'ya gidiyorduk.

Ankara'da yaşayan babamın kuzenleri de gelmişlerdi, ilkokul zamanlarımda gördüğüm bu 35 lerini henüz yarılamış ağabeylerim bana bu yaşımıza kadar vermediğimiz harçlık şimdiye kısmetmiş deyip cebime bir miktar para sıkıştırdılar, ya ben çalışıyorum falan dediysem de başıımı oksayıp al al hadi yaptılar.Aldım cebime koydum parayı. İstanbul'a döndüğümde halam hep saçını kestir diye söylenirdi, saçımı kestirmeye gitmek için yola koyuldum.İki tane çocuk çıktı karşıma, dilenci falan değiller biri biraz noksan gibi ama temiz düzgün çocuklardı, abla okula başladık defterimiz,kalemimiz yok senden sadece onları istiyoruz dediler.Halamın en hassas noktası okumaktı, okuma alışkanlığımı edindiren kişi oydu.Yaz tatillerimizi geçirdiğimiz yazlığımızda bizi hergün sınav yapardı,kuzenim başarıyla geçerken bende aradabir eğer onu da yoldan çıkarmadıysam okumaya devam ederdim.İlk önce nefret ederek okuduğum kitaplar, şimdi hayatımın merkezi durumunda.Yıllarca her tatilde kolilere doldurup kitap gönderirdi, sonra yine sınav yapardı tabi. Fazlasıyla yine uzattığıma göre konuya devam edebilirim.Çocuklarla markete girdik, tabi benim cebimde yüklü miktar nakit para var harcanması gereken yoksa batar o bana.Kitap,defter deyince de can evimden vurdular beni. Girdik markete işte kitap, defter aldılar,silgi falan, sonra küçük kardeşleri olduğunu öğrendim ona bez,mama aldık, sonra toplamda 7 kardeş olduklarını öğrendim, mutfak alışverişi derken kasaya geldik ve ben cebimdeki paradan da fazlasını ödeyerek tam oradan çıkıyordum ki, markette çalışan adam çocukları itip kakmaya başladı, ne oluyor dedim, işte bunlar dolandırıcı bunlar hep burda bekliyor sen kendini enayi yerine koydurma falan. Bu arada adamın bacağı sakat, çocuklara denmeyecek şeyler söylüyor.Ya abi dedim bırak ben onlara yardım diye aldım bunları çıkan para benden çıktı neden kasıyorsun, neyse ne sen neden karışıyorsun.

Sonuç olarak bu ülkede vicdanımız gün geçtikçe kararıyor, adam belki haklı, belki çocuklar haklı bilmiyorum ama kendisi asgari ücretle sakat haliyle çalışırken yaptığım 200-300 liralık yardım belki zoruna gitti, belki gerçekten haklıydı.Ne neydi bilmiyorum, kalplerimiz bu kadar kirlenmişken eğriyi doğruyu ayırt edemez olduk o besbelli.Fazlasıyla aradığımız yanlışlardan doğruları bulamaz haldeyiz.

Şu sıralar Emrah Serbes'in yarattığı sansasyonla da fazla ilgiliyiz,vicdan sorgulaması yapılıyor.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İTAATKAR BİR KÖLE

CANIMI SIKAN BAĞZI ŞEYLER

OMG Nerdeyse 2 Yıl Olmuş!!!