OMG Nerdeyse 2 Yıl Olmuş!!!

NEE!!! 2 Yıldır yazmamak planlarım arasında yoktu, aslında bikaç taslak yazmıştım ama sonra bunları neden yazdığımı unutup devam edemedim gibi birşey oldu.

En son taslağımla ilgili bir anım var, yazmakla hasret giderirken oradan başlayayım...
Geçen yıl Temmuz ayının başlarında Almanya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan' a tek başıma nerdeyse 20 günlük bir seyahatim olmuştu, aramızda kalsın hayatımın ciddi anlamda güzel seyahatlerinden biriydi. Benim tatil arkadaşlarım da uyumludur haklarını yemiyim ama ben bunu bayadır tecrübe etmek istiyordum veee Budapeşte'de iken ilk günümün ardından yerleştiğim hostele döndüğümde 6 kişilik karma odada 2 genç çocukla kaldığımı öğrendim, tanıştık ikisi de traveller ve 18-19 yaşlarındaydı, ablaları biraz hayat üzerine tavsiyeler verdi, neden vermesin ki?! Zaten ben otobüsle Prag'tan gelmiş ve yorgundum, herkes sessizce uyudu, sonra odaya dingonun ahırı gibi iğrenç kokulu arap mı ne olduğu belli olmayan kaba saba bir amca geldi, ben üst ranzada beni aslında göremeyeceği şekilde yatıyordum ve üzerimde örtülüydü, orta doğu da bilirsiniz belki erkeklerin lipidoları beyinlerinden daha büyük ölçü de aktif, bu amca bana yeltendi mi yoksa yatağımın başında birşey mi yapıyordu bilmiyorum, bağır çağır odamı değiştirdim ve yatmadan önce de Prag ile ilgili birşeyler yazıyordum ve o öylece kaldı...


Geçen haftalarda metrobüse binecektim ve 200 TL mi bozdurmak için bir tekel büfeye girdim, daha 18 bile olmayan bir çocuk rafları diziyordu, nezaketle bunu bozabilir misin dedim suratıma o kadar acayip bir şekilde baktı ki tam bilemiyorum neyi ifade etmek istedi, parayı aldı kasanın oraya gitti kasayı açmadan yok dedi parayı geri verdi, kalplerimiz simsiyah olmuş ben söylemiş olayım... 
Geçen yıldan beri solaryuma Nişantasında aynı yere gidiyorum, şakalar espiriler yapan abi, 10 dk 100 lira beğenmiyorsan keyfin bilir dedi, ya bir sakin olun bizde sabahın köründe kalkıp işe gidip bu iğrenç düzenin bir parçası halinde birşeyler kazanıp hayatımıza sadece devam etmeye çalışıyoruz, eskiden ben haftada 3-5 defa dışarda olmazsam delirirdim, şimdi zaten öyle bir enerjim, neşem, isteğim de kalmadı o ayrı.

Artık herhangi birşeyi karşılığı olmadan yapmak istemiyoruz, çok temel nezaket cümlelerini kurmak istemiyoruz, kafamıza göre langır lungur devam, utanmıyoruz ve arlanmıyoruz.

Yıllar önce de Beylikdüzünde yaşarken bir yerden otobüse binmiştim, yanıma da benden bikaç yaş büyük bir kadın oturmuştu, muhtemelen annesiydi o da hemen çapraza oturmuştu, teyzenin yanı boşalınca kız bana dönüp gülümseyerek kusura bakmayın diyerek kalktı ve annesinin yanına oturdu. Bunu hiç unutamıyorum, nerdeyse her otobüse bindiğimde bu ince davranış aklıma gelir, ama bunu anlayamayacak kadar bile körelmiş olabiliriz...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İTAATKAR BİR KÖLE

CANIMI SIKAN BAĞZI ŞEYLER