İTAATKAR BİR KÖLE

İTAATKAR BİR KÖLE

Tembellikten ama ciddi ciddi tembellikten okulum uzamıştı, 2013 yılında. Her yıl yaz okuluna kaldığım halde 2 dersten okulum uzuyordu, ama şöyle de bir durum var; ben üniversiteye 2. öğretim olarak başlamış, 1. öğretim olarak bitirmiş bir öğrenciyim, tekrar sınava girip puanım türlü fakültelere tuttuğu halde aynı okulun aynı fakültesinin sadece birinci öğretimini yazarak yoluma devam ettim, ne strateji ama. Bu durum olunca tabi ortalamam sıfırlandı hadi bir daha baştan ortalama yap, sınıfta kalmamak için uğraş, çok uğraşmışım belli ki okulum uzamış.

Geliyorum İstanbul'a iki ders için ne gerek var şimdi Eskişehir'de kalmaya, bunun yolu var, elektriği var,suyu var. Bakıyorum tamamen duygusal sebeplerden dolayı paraya ihtiyacım var, hem de nasıl ihtiyaç.

Bir mağazada çalışmaya başlıyorum, mağaza müdürü üniversite okuduğum için beni ilk önce kasaya koyuyor, sonra kasadaki kızla bazı yüksek sesli diyaloglarımız olduğunu görünce, beni satışa alıyor. 10 ile 12 saat ayakta olarak çalışıyoruz, prim üsulu çalıştığımız için de her gelen müşterinin peşindeyiz, uyanık olmak lazım, benim yine çok umrumda değil hırsları olan bir insan olmadım hiçbir zaman hiçbir konuda. Mağazanın mallarını yerleştir, kabinleri ve yerleri mop la, çöpleri çıkar, depoyu düzelt bu tür işleri de biz yapıyoruz. Günde 2 kere mola hakkımız var, avm nin altında pastane gibi bir yer var, genellikle orada oturuyorum, sigara falan da içmediğim için çay poğaça falan takılıyorum.

Pastanede çalışan çocukla kısa zamanda arkadaş olduk, yukarda ben servis yapıyorum, ben moladayken o bana yapıyor. Nasıl bir durum ama aynı sistemin içerisinde itaatkar köleleriz, mağazaya alışverişe gelmiş olsa ben ona hizmet edicem, ben pastaneye oturunca o bana hizmet edecek, böyle düzenin kurgusunu seveyim, vay canına.

Yine moladayım , çok yorulmuşum sabah 10- gece 10 çalışıyorum, ikinci moladayım, sinirim tepemde eve gitmeye daha çok var. Bir bakıyorum camın önüne eleman aranıyor yazmışlar, şartları falan öğreniyorum, bizim mağaza gibi şırıngayla kan çekiyormuş bunlarda. Diyorum ki "Ya köle gibi çalıştırıyorlar insanı, 12 saat ayaktayız, tam 12 saat, bu nasıl iştir"
Çocuk sakin bir şekilde bana dönüyor ve;
"Hangi işte köle gibi çalıştırmıyorlar ki"

Evet ya hangisinde yoktu ?
Bedensel kölelik var, zihinsel kölelik var, türleri de var tabi bunların, hepsi de ayrı acı veriyor.

3 yıl önceki bu diyalog tabi buaralar Fight Club' ı tekrar okumamla fazla ilgili.

Blogumu kim ya da kimler okuyor, ya da ilgileniyor bilmiyorum ama , yazmak için cesur olmak lazım bunu bilmenizi isterim.

İdeolojik nutuklar atmayacağım ama;

Tüketim manyağı değilsen,
KPSS' ye hazırlanmanın bu ülkede yapılacak en saçma şey olduğuna inanıyorsan,
Kediye, köpeğe mama alan seven- bakan insana uzaylı muamelesi yapmıyorsan,
Yediğini, içtiğini hala cümle aleme yaymadıysan,

Haa bir de antikapitalist takıldığını iddaa edip, bilmem kaç milyarlık mobilya alıp, roman havalı düğün hala yapmadıysan,

Biraz daha şansın var ve zorlamalısın,
Fıght Club' okuyup anlamalısın,
V for Vandetta'yı izlemeli ve düşünmelisin,

Sende biraz umut var beni dinlemelisin.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

CANIMI SIKAN BAĞZI ŞEYLER

OMG Nerdeyse 2 Yıl Olmuş!!!