SUBLIMAL MESSAGE

SUBLIMAL MESSAGE

Tamam neyse ki herkes ingilizce biliyor, rahatladım. 

Evrenden aldığım sublımal mesajlara değinmek istedim, buaralar blogumu fazlasıyla bir günlük tadında yazıyorum, üzücü. Aslında yazdığım yazıları deneme olarak değerlendirirsek, burada ufak bir parantez açmalıyım "mizah içerikli deneme" dersek bundan çok ta farkı yok, hatta Kaan Sezyum'un yazdığı yazıları düşünürsek, 1 km ötesinden geçmeye çalışıyorum. Ayrıca Kaan Sezyum'un yeni yıla girerken yazdığı yazı da Tinder aplıcatıon'ı ile ilgili maddesine gülüp geçmiştim, eğlenmiştim, şimdi eğlenemesem de.

Aylık dergi takibim bundan 3 yıl önce, sıcak ve kurak falan demeyeceğim sadece 3 yıl önce OT ile başladı, sonra bir arkadaşımın gazeteci kuzeni ve Kafa'nın sahipleriyle yakın teması sonucu Kafa ile devam etti. Sonra ikisininde saçma sapan tiraj kaygıları ile yaptıkları trajikomik dergilerinden çok sıkıldığım zaman zarfında FİL Harakiri ile tanıştım, mükemmel ötesi bir dergiydi, adı altında bir yazım da bulunuyor hali hazırda. Çıkış kapaklarının Hrank Dink olması ile gözüme çarpıp almıştım, hiçbir dergi onun kadar cesur olamadı zaten, cesaretiyle piyasadan silindi. Aslı Erdoğan için yaptıkları özel bir sayının ardından tamamıyla haber alınamadı, fazla üzücü. Bavul ile de bir arkadaşımın sayesinde tanıştım ve 1 yıldır falan onu da okuyordum, taa ki ayın fenomeni köşesi yapıp, işte tam da o köşede "makyaj blogger" ı ile röportaj yapılması beni çileden çıkardı. En temizinden üşenmedim instagram dan bir mesaj döşedim, köşe bir daha ki ay kalkmıştı ama, kalbim de kırılmıştı, tamir etmesi zordur. Makyaj blogger ı takip edecek olsam, ya da merak ediyor olsam açar youtube dan binlerce orasını burasını boyayan ve bunu dünyanın en önemli işiymiş gibi yapan genç kızlarımızı izlerim. Bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi basit bir düz mantık.

İki ayda bir çıkan Ayrıntı dergisini okuyorum ama çoğu yazısı çeviri olduğu için zaten siyasi dergi, odaklanmak epey zor oluyor. Tiroj var Kürtçe-Türkçe bir dergi o da tam siyasi dergi olmasa da fazla ideolojilerle dolu. Bu arada yılmadan arıyorum. Kitap yurdunun başına geçtim alacağım kitapları sepete atarken aylık dergilere de bir bakayım dedim, baktım bir derginin üzerinde şöyle bir slogan " Emperyalizme karşı edebiyat" hemen yapıştırdım sepete, derginin adı Karabatak buarada.

Dün gece dergiyi okuma girişiminde bulundum, ilk 5 sayfası şiir, ne yalan söyleyeyim şiir beni pek açmaz, Ahmet Telli şiirleri dışında, zaten onunkilerde şiir değil bence başka bişey. Bir röportaj, "Tekerrür Teknesi" bir sayfa daha geçiyorum "Evrenlerin Can Soluğu İnsan", en arka sayfalara gidiyorum "Dağ 2 " filmi hakkında ıvır zıvır bişeyler, hani biz aykırıydık, emperyalizme karşıydık, Kuran'dan örnek vererek yaptığımız insan betimlemelerinin nesi antiemperyalist. Giriş sayfasında yazısı olan yazı işleri müdürü Ali Ural'ı araştırıyorum gecenin 12 sinde sonuç hayal kırıklığı adam Zaman gazetesinin kadrolu şeyi.

Geçenlerde bir arkadaşıma dini görüşlerimden bahsediyorum, o da bana bu hayatta aradığım şeyin belki de allah ve peygamber sevgisi olabileceğinden bahsediyor hatta daha ileri gidip tüm görüşlerimi sereserpe anlattığım halde Kuran'dan örnekler veriyor.

Siyasi düşüncelerim ile ilgili konuştuğum bir arkadaşım da oy verdiğim partiye oy veren insanlar için beyni yıkanmış cümlesini kuruyor.

Şimdi hepimiz sakin olalım biraz ve derin bir nefes alalım.

Ne istediğimi bal gibi biliyorum, sadece bazen yanlış yerlerde arıyorum.

Are u okey?
Neyse hala ingilizce bilmeyen yok aramızda.


*Flor, simgesi F, soygaz elementidir ve hiçbir elementle bağ yapamayıp yalnızlığa mahkumdur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İTAATKAR BİR KÖLE

CANIMI SIKAN BAĞZI ŞEYLER

OMG Nerdeyse 2 Yıl Olmuş!!!