ÜNİVERSİTE 1

Yakın zamanda üniversiteyi bitirmiş biri olarak anılarım tazeyken yazmak istedim. 
Üniversiteyi birçok insana göre en okunacak yer olan Eskişehir'de okudum,orada okumuş olmam bazı gerçekleri değiştirmiyor tabi ki...
Açıkcası barajı bile geçemeyen ben için Eskişehir olabilecek en iyi yer olmuştu.Geçen yazımda da bahsetmiştim,benim hayata bakış açım biraz farklı, yani ben iyi bir meslek edinip iyi yerlere gelmenin de iş hayatında ameliliğin bir türü olan "profesyonel amelelik" kısmına getirdiğine inanıyorum, ne farkeder ki ruhlarımız mutlu olmadıktan sonra... Öyle de olsa böyle de olsa bir şekilde bi yerlerden para kazanıp yaşar gideriz işte bu kadar telaşa gerek yok, bence...Ben hep zengin olmaktan korkmuşumdur,sonra nolacak, benim canım sıkılır yani, neye ulaşmaya veya başarmaya çalışıcam, ne ile mutlu olucam? gerçekten gerçek düşüncelerim bunlar...
Gelelim tekrar üniversiteye; ilk yıl bir yeri kazanacağım en başta benimle beraber ailemdeki kimsenin aklından geçmiyordu, bende hep yaa seneye de bi bakarız deneriz şansımızı modu vardı,kısmet işte...
Kayıta geldiğim günü hatırlıyorum da ben Bolu'da doğmuş, Zonguldak'ta büyümüş biri olarak çok saftım,temizdim,lisedeyken arkadaşlarımla en büyük yaptığımız çılgınlık sahilde çay-simitti,yaşadığım yerde alışveriş merkezi yoktu ve ben alışveriş merkezinde nasıl gezilir,napılır onu bile bilmiyordum.
Kayıtlarda Eskişehir'de çok bilinen bir kız apartı vardır "Ilgaz" ona kaydoldum ve okulun ilk günü geldi.O güne kadar odam tek kişilikti,o gün ilerde ev arkadaşım olacak ama büyük bir hüsranla arkadaşlığımızın biteceği oda arkadaşım kayıt olmuştu,benim herkese kanım kaynamaz etrafımdaki insanlar bunu çok iyi bilir, ama o arkadaşı sanki 40 yıldır tanıyor misali ailemiz bizi bırakıp, gittikten sonra hem çabuk hemde samimi bir dostluk kurduk.
Benim akşam okuldan gelince ne yenilir,çay nasıl konulur,ev nasıl temizlenir,çamaşırlar nasıl makinaya atılır hangi göze ne konulur,market alışverişi nasıl yapılır, ben hangi peyniri seviyorum, bu tuvalet kağıtları ne kadar da pahalıymış,bunların hiçbiri hakkında fikrim yoktu, sağolsun o arkadaşım beni eğitti, öğretti,tek başıma evde kalmaya hazırladı:) 
Aslında bu kadar ayrıntıya girmeden üniversite ortamından bahsetmek istiyorum, insanların çıkarcı,arkadan iş çeviren,bir erkek(veya kız) için yapmayacağı şey olmadığını,3 kuruşu hesap eden,adam satan olduğunu burada öğrenirsin.
Bu özelliklere sahip insanlarla üniversitede karşılaşmadıysanız bir daha hiçbir yerde karşılaşmazsınız, üniversite okadar kozmopolik bir yerdir ki adeta yurdumdan insan manzaralarıdır.Bunu birazda liseden mezun olduktan sonra o liseliliği,ergenliği üzerinden atamamış gençlerimize de bağlıyorum.Düşünün her işini annesi babası görmüş,üniversiteye gelirken de tek derdi zengin birini kafalamak, bu zihniyetteki insanlardan nasıl bir kişilik sergilemesi beklenebilir ki..İstisnaları da tabii ki bir kenara koyuyorum...

Biz akşam ezanında eve giren çocuklardık,noldu da üniversiteye gelince sapıttık?
Düşünülesi konu.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İTAATKAR BİR KÖLE

CANIMI SIKAN BAĞZI ŞEYLER

OMG Nerdeyse 2 Yıl Olmuş!!!