Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

EKONOMİK DURUM AHLAKİ YARGILARI DEĞİŞTİRİR Mİ

Resim
 Herkese merhaba, Alın size soru gibi soru, genelde dümdüz başlıklar koymam ama bu soru fena kurcaladı zihnimi, dümdüz girmeyiz hiçbir konuya, hiç bir yer ve zamanda. Laf sokmayı huy edinmişiz zaten bir kere, o da öyle bir illet ki bırakılmıyor. Bazen açık konuşmaktan bile gerçek oluyor da, anlayana. MUBİ'de inanılmaz iyi bir film izledim, filmin detayını ve eleştirisini, bıdı bıdı yapmayacağım. Filmden yola çıkarak bunu düşünmeye başladım. Size de bazen olmaz mı, birşeyler için maddi gücünüz yetersiz kalır, sevdiğin bir ayakkabı, elbise vb. birşey alırken, örneğin ben bugün istediğim telefonun 13 bin TL olduğunu öğrendim, şok ediciydi onun gibi mesela. Peki bu kapitalist harcamalar için evet, yani o telefonu almasam ya da o ayakkabıyı giymesem ölmem, hiçbirimiz ölmeyiz şaka mı yapıyorsunuz, yine de kapitalizme devam. Ama bir iyilik yapacağımız zaman ya da yapmak istediğimiz de ekonomik gücümüzün yetersiz kalması? Filmde çok iyi bir karı koca var, tatlı ve iyi kalpli insanlar, yaşl...

SANDALYEDE ASILI HIRKA

Resim
SANDALYEDE ASILI HIRKA Herkese Merhaba, Yine düştük yazmaya, allah başka şeye düşürmesin, düşenler var biliyorum. Yalanın iyi bir şey olmadığını, kaybedince kıymetini anladığımız şeylerin ya da her şeyin, görmemek gereken şeyleri neden gördüğümüzü sorguladığımız günler ve geceler oldu sayısız. Kararsızlık ve karamsar düşüncelerimizle boğuşurken ya da boğulurken, umuda da tutunmaya çalışıyoruz. İsmail abinin dediği gibi "Umut öyle bir şeydir ki insana plastik çiçeği bile sulatır." Leyla ile Mecnun yıllar geçtiği, bütün bölümlerini de izlediğim halde nasıl hala bu kadar mükemmel kalıyor, ilk gün ki gibi mükemmel geliyor bana, tüketmediğimiz bazı şeyler varmış, hadi ya, biz de inanıyoruz İsmail abi o gemi bir gün gelecek. Nuri Bilge Ceylan'ı kimler seviyor, ben inanılmaz seviyorum, tabi ki Zeki Demirkubuz'u da. Fazlasıyla iyi ve insanlığa fazla filmler yapıyorlar. Hayatın tam içinden, hayır bırakın da içiniz kararsın işte, hayat akıp giderken karartmamak için bu kadar fa...

YOZGAT BLUES

Resim
YOZGAT BLUES Merhaba herkese, Eskişehir'de üniversiteyi okumuş olsam da İç Anadolu bölgesi hakkında çok bir şey bilmiyorum, bilmeme de gerek var mı bilmem, az çok tahmin ederim, bu da bana yeter. Zaten Eskişehir asla bir İç Anadolu şehri değildir, hani bir şarkı vardı ya "Ben uzaydayken onlar Mars'ta hayat arıyorlar", adını ve grubu bilemedim şimdi, bilenler vardır eminim. Müzikle de pek aram yoktur, spotify, türkçerap, karışık çal tuşu- bu kadar.  MUBI'den film izliyorum, kardeşimin öğrenci olması ilk defa işime yaradı, onun öğrenci hesabıyla açtım. Daha doğrusu kardeşim antremanları olmadığı için sürekli evde biraz da MUBI demiş, "Abla ya ben baktım hiçbir şey anlamadım, saçma sapan filmler var dedi, istiyorsan al hesabı kullan."-Kardeşim Besyocu, büyüyünce eşofman olacak. Ercan KESAL'ın nefis filmi Yozgat Blues'u izleme şansına eriştim, ama yaa şimdi film eleştirisi yapacağım zannedip dağılmayın lütfen. Tabi ki de bu film bir metafor, yazıları...

BÖYLE BAZEN

Yine ara verdiğim ve yazmak için baya baya düşündüğüm bir zaman sonra yazmaya karar verdim. Biraz zamandır bazı acıları çekmekle meşguldüm, fazla meşguldüm ya hatta, düştüm düştüm kalktım. Hayat fazla garip, insanlar fazla garip, her şey daha da garip olmaya başladı. Birçoğumuzun düşünmekten uyuyamadığı geceler var biliyorum, benim sayısız.  Bir arkadaşım sevgilisinden ayrılmıştı, kendisi İstanbul'da okuyordu, sevgilisi Ankara'da. Dedi ki böyle olmuyor aradan zaman geçtikçe daha da umudunu kaybediyordu arkadaşım, ben gidiyorum Ankara'ya dedi. Kapısının önünde saatlerce beklemiş telefonlarına cevap vermeyince, eve elele biriyle girdiğini görmüş. Beni aradı, ağlıyordu. Trip falan atmıyordu kimse ona, kızmamıştı, küsmemişti de. Sadece onu istemiyordu artık. Gerçeklerle yüzleşmek için, gerçeklere ikna olmak için böyle mi olması lazım. Ben sosyal medyayı insanları kurcalamak için kullanıyorum, bunu da buradan itiraf edeyim, öğrenmemem gereken şeyler orada karşıma çıktı.  Çok faz...

SPİRİTÜEL OLMAK-NEZAKET

Resim
SPİRİTÜEL OLMAK-NEZAKET Herkese merhaba, korona günleri verimli geçiyordur umarım, sağdan sola, soldan sağa yatmak olsun. Neyse linç etmemeye söz verip, linçe girişmeyeyim, ne yazık ki İnstagram kullanıyorum ve çok sıkıldım, yeter yediğiniz, içtiğiniz, okuduğunuz falan bizde yapıyoruz yani ne var, sosyal hesapları bu kadar bomboş kullanmak için mi açtık, evet.  Hadi bakalım, Bilenler bilir Kasım 2019'dan beri spiritüellikle ilgileniyorum ve düzenli olarak meditasyon pratiği yapıyorum. Meditasyonu aklına soktuğum ve gayet iyi devam eden spiritüel dostlarım var. Buradan yararlı bir yazı yazmak istedim. Yani paylaşmak istediğim bir yemek-içmek, veya yarı çıplak spor yaptığım, veya evde makyaj yaptığım bir fotoğraf ve üzerine bir yazı değil. Zaten makyaj yapmayı bilmiyorum, üçünce seçenek baya imkansız benim için.  Meditasyon ile ilgilenen, bu arada kimler ilgilenebilir; öncelikle herkes, ruhani bir arayıştaysanız, manevi olarak güçlenmek istiyorsanız, duygularınızı k...

PLAN YOK

Resim
PLAN YOK Yine çok güzel motive edici mesajlar aldım, sağolun varolun, ilk giriş teşekkür oluyor birkaç yazıdır ama hisdaşlarla karşılaşıyor olmak mutluluk verici. Bazen yazmak o kadar zorlaşıyor ki, konu bulmak değil, zihin zaten sürekli konu ve düşünceler arasında geçiş halinde, hatta bazen yazılmak için sıraya bile giriyorlar kendi kendilerine. Youtube'ta aşırı saçma bir şey dinlerken buldum geçenlerde kendimi, bu arada konu Youtube'a gelmişken, Duygu Özarslan reis, parti kur oy verelim adı da "Sunny Side Up" olsun, neticede Yozgat'ta "annengil" sahanda yumurta için bunu kullanıyorlar, geleneksel olur, güzel olur. Bu konuya değinmeden de edemeyeceğim, sen bizim aklımızla dalga mı geçiyorsun? Geçim sıkıntısı, ay sonu kira geldi, fatura geldi diye tasalanan çoğunluk olan milletin yaşadığı bir ülkede yaşıyorsun, bu basit tabiri bilmiyor olamazsın, bilmiyor olsan da bilmiyorum diyemezsin. Bu kişileri toplum abartıyor tabi bu hale geliyorlar, şımarın...

PAST

Resim
PAST Tam uyuyacağım, buraya bakmak istedim ve teşekkürler her gün görüntülenme almışım,10 bin küsür sayısına ulaşmak mutlu etti, samimiyetle yazıyorum, karşılığını görmek sevindirici . Bunun üzerine şimdi yazılmaz mı dedim, zaten geçen çok alakasız bir şey gelmişti aklıma, bu bir tek bana mı oluyor bilmiyorum, yıllar öncesinden çok acayip şeyler beynime akmaya başlıyor bazen. Yıl 2011 sanırım, Eskişehir'deyim, üniversite okumaya gitmişim, yani çok tercihim değildi tabi ki önceki yazılarımda da yazdığım gibi babam önüne tercih rehberini alıp nerede tanıdıkları varsa oraları yazmıştı, babama seslenmek istiyorum, hoş değildi yaptığın. Şaka bir yana gerçekten ben tercih yapmayı düşünmüyordum sağolsun babam doldurmuştu tercih listesini, sağlık olsun dedik tabi. İlk yıl apartta kaldım,orada beraber 1 yıl kaldığım arkadaşımla 2.yılımızda eve çıktık. Onun ortaokuldan beri beraber olduğu bir sevgilisi vardı, sabah akşam anlatırdı, ortaokuldan beri sevgili olmak fikri de değişikti. S...

FAMILY

Resim
FAMILY Bugün bana yazdıran neden bir türk filmi sahnesi, yükselen kova burcuyum tabi ki pembe panjurlu ev hayali kurmuyorum yanlış anlaşılmasın, hatta baya baya gerçeklerle ilgileniyorum. Birçok kez sorulan "Türk filmi sever misin?" ya da izler misin sorusuna "yani çokta bayılmıyorum." cevabını vermişimdir. Türk filmi izlerken orada olan olaylara veya dramaya bakıp hüzünlenmiyorum, genellikle eski tarih kokan İstanbul görüntülerine, bazı sahnelerde olan saf ve tertemiz mutluluklara falan hüzünleniyorum. "Oh Olsun" filmine denk geldim bugün televizyonda bu arada ben televizyon izlemiyorum, sadece belgesel izliyorum demeyeceğim. Her kim bunu söylüyorsa zaten asla böyle yapmıyor. Yani Youtube'ta makyaj videosu izlemek, ya Netflix'te bomboş entrika dolu İspanyol dizisi izlemekten çok farkı yok gibi. Evet yine düşüncelerimi tüm açıklığıyla yazdığıma göre konuya geleyim... Filmde bir sahne var Münir Özkul baba karakterinde ve 5 çocuğu var, bir yılb...

NABER,İYİ SENDEN NABER,İYİ.

NABER,İYİ SENDEN NABER,İYİ. Herkese merhaba, yine kanalıma hoşgeldiniz diyemiyorum. Yine yazıyorum daha o kadar teknolojik olamadım, yine youtuber değilim, tüh ya bende kanal açıp ünlü olacaktım, yani herkes orada dandik bir kanal açınca ünlü olacağını düşünüyor ise bende düşünebilirim. Immanuel Tolstoyevski kanal açmıyor ama dandirik herkes kanal açıyor, neyse hadi bakalım bugünde youtuberlar yargı makinamdan geçti. Geçen gün aklıma acayip bir anı geldi, acayip olması benle ilgili olmasıyla asla alakası yok, bir arkadaşımın anısı ve yıllar önce bana anlatmıştı, neden gereksiz yere bunu beynime kazıdığıma bende şaşırdım ama kazımışım bir kere. Eskişehir'de üniversite okuyorum, Kayseri'de üniversite okuyan bir arkadaşım yanıma geldi, işte sohbet muhabbet kendisi de çok neşeli,espirili,fakir ama pozitif enerji ile dolu nadide bir arkadaşımızdır. Dikkat ediyorum da hayatın tokatını yiyenler hep neşeli, çok enteresan değil mi, anneciğinin babacığının yanıbaşında bir eli yağd...