GÜN OLUR ASRA BEDEL
GÜN OLUR ASRA BEDEL
Cengiz Aytmatov bu efsane kitabı yazarken neler düşündü bilmem ama ben bu satırları yazarken baya düşündüm baya baya...
Hayatımın bir anda nasıl değiştiğini belki yazarak her zaman yaptığım gibi rahatlayarak anlatacağımı düşündüm.
Annem bir trafik kazası geçirdi, 7 gün yoğun bakımda kaldı.Burada paylaştığım bir yazımda hayatımda hiç o kadar ağladığımı hatırlamıyorum demiştim halamın vefatından bahsederken. Hayatımda yani 28 yıl çokta bir hayat ise ki ben kendimi 50 yıl yaşamış gibi hissediyorum.
Hayatımda hiç o kadar uzun süre aç kalmadım, o kadar uzun süre uykusuz kalmadım, o kadar uzun süre ağlamadım, o kadar uzun süre insanlara nezaket göstermek zorunda kalmadım. Evet yanlış duymadınız "nezaket göstermek zorunda kalmak" ve hala gösteriyorum.
Koca Türkiye Cumhuriyeti' nde 80 milyon insan yaşıyor ise yarısından fazlasının acil psikolojik destek alması gerekiyor. En acilinden diyebilirim. Arkadaşlar,dostlar,baylar,bayanlar yemeyin içmeyin bir uzmana danışın derim. Şöyle ki annem yoğun bakımdayken ve asla ne olacağı belli değilken ve her gün ama her gün hastaneye gidip bir haber bir ilerleme kelimesi,lafı duyamadan geri geldiğimizde bile bana destek olmaya çalışmak için arayan soran herkesten allah razı olsun diyebilirim. Fakat insanların birçok şeyi bilmediğinden emindim ama ben konuşmasını ve davranmasını bilmediklerini de bilmiyordum. Beni arayan bir kaç kişi dışarıda ve arkadan sesler geliyor bağırarak "geçmiş olsunnnn, var mı yapacağımız birşeyyyyyy, ara mutlakaaaaaa" çok pardon ama dışarıdasın müsait değilsin ve bağırarak bir şeyler söylemeye çalışıyorsun, yapma gerek yok bir şey falan istemez, aa bir dakika saygı isteriz var mı?
"Var mı haber var mı haber var mı haber" evet var domatesin kilosu 2'ye düştü koş al istersen.
"Çok arayıp sormadık rahatsız etmek istemedik" yani şunu diyor telefonu elime aldım facebook, instagram, linkedin vb. gezdim gezdim gezdim yoruldum sana da yazmaya üşendim zaten ne yazacağımı da bilmiyordum. Arkadaşlar aranızda doktor var mı? yok sanırım, o zaman şunu demek isterim sizden iyi olacak, şu gün de taburcu olacak gibi kesin ve emin cümleler beklemiyordum ki. Üzgün, çaresiz bir insan sadece ve sadece moral bekler, telefonu açmasa da, konuşmasa da, mesajlara cevap vermese de sadece moral ve pozitif enerji bekler. 28 yaşında olduğum düşünülürse muhatap olduklarım 20'den aşağı değildir ve yetişkin bir bireyin 18'inden itibaren olduğu düşünülürse komik olmayan şeyler söylediğinize ve yaptığınıza yemin edebilirim.
Acımasız olmayayım diyorum da valla bu en acımasız olmadığım haldeki yazım sanırım.
Hayatımın her alanı mücadele ile geçti, bir çok şey ile mücadele ettim. Her zaman dik durmaya çalıştım, empati kurmaya çalıştım, saygı duymaya çalıştım,maneviyata yönelene de bende çocuğum hastalanınca çok dua ediyorum demedim. Sorunlarınız var ise yardım alın lütfen, yok olduğuna inanıyorsanız ise empati nasıl kurulur, saygı nasıl duyulur bunları öğrenin. Kişisel gelişim kitabı hiç okumadım, siz okuyun bence, şimdi anlıyorum o kitapların olabilecek yararlarını. Bazı insanların zoraki yaptırımlara ihtiyacı var diye düşünüyorum.
Çok yakın bir arkadaşım annesini kaybetmişti ilkokulda. Onun yanında anne kelimesini bile yıllarca kullanamadık biz, alınır üzülür diye haftasonumuzu anlatırken annemizi hiç söylemedik. Annem okula geldiğimde arkadaşım görür de üzülür benim annem gelemiyor diye annemi öpmedim bile. 28 yaşımıza geldik o arkadaşımızın hatalarını, yanlışlarını, bazı söz ve cümlelerini hep tolere ettik, hep empati kurduk.
Çok zor değil zor da olanın yerine koymak kendini, çok zor değil düşenin elinden tutmak, zor değil saygı duymak, saygı duymak ve saygı duymak.
Öncelikle annen büyük bir badire atlatmış, çok geçmiş olsun. Umarım sağlığı yerindedir.
YanıtlaSilSamimiyetsiz bir toplumdan yakınmışsın. Maalesef günümüzün en büyük sorunsalı.
Anne babalarımızın anlattıkları o eski dostluklar yok artık. Arkadaşlık ve sevgi ikinci elcilerde satılıyor adeta.
Zor durumunda samimiyetle yanında olan birisini bulmak nerdeyse imkansız. Bulduğunda da bırakmıyorsun zaten.
Senin yaptığın şey çok kutsal. Yazını okurken tüylerim diken diken oldu. Emin ol hepimiz ebeveynlerimizi severiz. Ama bu kadar güçlü bir öfke duyduğuna göre büyük fedakarlıklar göstermiş olmalısın. Aklıma getirdiğin soru “ben olsam nasıl bir tepki verirdim!”
Soruya cevap bulamadım. Umarım hayat boyu da bulmam gerekmez...
Selam ophelia,öncelikle yazımı okuduğun ve üstüne de yorum yaptığın içim teşekkürler mutluluk duydum.Annemin iyi ve sağlığı eminim ki daha da iyi olacak. Dediğin gibi samimiyetsizlikten fazlasıyla hayatımın her alanında ve diğer yazılarımda da yakındım. Nuri Bilge Ceylan’ın dediği gibi mütevazi olunca salak yerine konulan bir toplumda yaşıyoruz, beklentileri düşük tutmak lazım belki de. Hayatının hiçbir zamanında bu kadar güçlü durman gerekmez umarım sevgilerle...
YanıtlaSil