İKLİMLER


                                            

               Yazmayalı uzun zaman olmuş, hayat ne kadar yormuş ne kadar üzmüş beni yazamayacak anlatamayacak kadar.İnsanlar diyorum neden böyle kim için ve ne için , günlerimiz birbirimizden nefret etmekle geçiyor, sinirlendirmek, üzmek ve kırmakla da aynı zamanda.Durum böyle olunca tekrar yazmaya karar verdim hatta yazıp paylaşmaya, ben yazarım peki sen okur musun ?

               Nuri Bilge Ceylan, İklimler filminde öyle güzel anlatmış ki, istiyoruz, elde ediyoruz, sonra da bırakıp gidiyoruz, çünkü hepimiz şımarık çocuklarız. Yaş farkı , kültür farkı vb. nedenler , biz neden arıyoruz çünkü canımız sıkılıyor. Peki tamam kimse çokta tutkulu bir aşk yaşamıyor belki de yaşayamıyor, yalnızlığa mı alıştık ne , böyle daha iyi. 

                Çokta tutkulu olmasa gerek başrol karakterlerinin aşkı, karmaşık, bizim ilişkilerimize çok benziyor,hepimizin. Karmaşanın içindeyiz, bedenimiz , ruhumuz bu karmaşa beynimizi köreltiyor farkında değiliz. Ne olduysa oldu işte aramızda senin için kalkıp Ağrı'ya geldim diyor adam; ne yani ayağına gelmişken de hala naz mı yapacaksın; belki de durumun en türkçeleştirilmiş, popüler kültür hali.Sen hiç kırık bardaktan su içtin mi ? ya da içmeyi becerebildin mi.Neden tam da yerinde kullanacağım şu cümle ile ; iş işten geçtikten sonra, nasıl bunu yapabiliyoruz kendimize ,böyle acı verebiliyoruz. İmkansızlıklarda anlatılmış belki de en yalın haliyle, görülemeyen ama hissedilebilen.

                  Herkes yalnızlığına bir çare arıyor ama doğru ama yanlış, belki de pek çok şeye çare arıyoruz, bulamıyoruz ve hırslanıyoruz işte bu hırs bizi Ağrı 'lara gönderiyor, ışınlıyor falan hatta. İçimizde kaldıysa en ufak umut parçası harcamak istiyoruz, bozuk para misali.

                  Bilmek ama itiraf edememek, kendi kurduğumuz dünyaya inanmaya başladık ilk önce sonra da kendi yalanlarımıza inanmaya başladık. Filmde Bahar karakteri de bunu yapıyor işte tamda bunu, biliyor ama konuşamıyor, anlıyor ama anlatamıyor. Yine kim ve ne için , bilinmez. Bir sahnede diyor ki "Bizim mutsuzluğumuz onları mutlu eder"; adam şaşkın kadın bunu nasıl der niye der, kadın mutsuzluğa inanmış mutluluğa değil, tutamıyor içinde bazı zamanlarda böyle patlak veriyor bizim inandığımız yalanlarımız.

                  
                   Bugün ne kadar fazla sorguladığımı farkettim hayatı, farkettikçe yazmak istedim, anlatmak istedim, bazen böyle dolaylı bazen de apaçık.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İTAATKAR BİR KÖLE

CANIMI SIKAN BAĞZI ŞEYLER

OMG Nerdeyse 2 Yıl Olmuş!!!